TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İsrail’in Saldırılarını Savaş Suçu Olarak Değerlendirdi
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “İsrail, yoğun yerleşim yerlerini, hiçbir uyarıda bulunmadan doğrudan hedef almaktadır. Tüm bunlar, uluslararası insancıl hukuk kurallarının ihlalini teşkil etmektedir. Dolayısıyla, İsrail’in bu eylemleri savaş suçu ve hatta insanlığa karşı suç olarak değerlendirilecektir.” dedi.
Yüksel, bazı komisyon üyesi milletvekilleriyle Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in Gazze’deki hastane saldırısına tepki gösterdi.
Saldırıda en az 500 kişinin hayatını kaybettiğini dile getiren Yüksel, bu durumun nasıl bir vahşet ile karşı karşıya kalındığını gösterdiğini belirtti.
Ölen insanların tamamen sivillerden oluştuğuna dikkati çeken Yüksel, “Gazze halkının güvenli olduğunu düşündüğü ve aileleriyle binasına sığındığı bir hastane uluslararası toplumun gözleri önünde bombalandı. Yaralıları kurtarmak için çaba harcayan sağlık çalışanları hedef oldu. Çocuklar, kadınlar, gençler öldü. Bu açık bir katliamdır.” diye konuştu.
BM başta olmak üzere birçok uluslararası örgütün saldırı karşısında dehşete düştüklerine ilişkin açıklama yaptığını aktaran Yüksel, bu saldırıların akıllara Sabra ve Şatilla’yı, Srebrenitsa’yı ve Hocalı katliamlarını getirdiğini belirtti.
İsrail’in saldırılarının Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü başta olmak üzere diğer bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurgulayan Yüksel, “Uluslararası insancıl hukuk, toplu cezalandırmayı yasaklamaktadır. Taraflar, silahlı çatışmalar sırasında sivil ayrımı gözetmeli. Evler, okullar ve hastaneler gibi sivil altyapıyı hedef almamalı ve askeri hedeflerin çevresinde bulunan sivilleri önceden uyarmalıdır. Ancak, İsrail bu kurallara uymamakta ısrar etmektedir. El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanması bu ihlallerin açık örneklerinden sadece biridir. Günlerdir siviller katledilmekte, birçok hastane ve okul bu saldırılar esnasında hedef alınmaktadır. İsrail, yoğun yerleşim yerlerini hiçbir uyarıda bulunmadan doğrudan hedef almaktadır. Tüm bunlar, uluslararası insancıl hukuk kurallarının ihlalini teşkil etmektedir. Dolayısıyla İsrail’in bu eylemleri savaş suçu ve hatta insanlığa karşı suç olarak değerlendirilecektir.” diye konuştu.
Hastane bombalanmasının İsrail’in Hamas ile askeri çatışmayı sürdürmekten çok daha öte bir amacının olduğunu gösterdiğine işaret eden Yüksel, İsrail’in, Gazze’deki tüm Filistin nüfusunun varlığına kastettiğini söyledi.
İsrail’in niyetinin çok açık olduğunu ifade eden Yüksel, şöyle konuştu:
“İsrail’in yok etme kastıyla hareket ederek ve Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırmasına Dair Sözleşmede yer alan fiilleri işleyerek soykırım suçunu gerçekleştiriyor. İsrail, bombalarla öldüremediği masum sivilleri açlıkla ve susuzlukla öldürmeye çalışmaktadır. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Gazze’deki yoğun sivil yerleşim yerlerinde fosfor bombası kullandığını belgelemiştir. Ayrım gözetmeyen ve sivillerin acı çekerek ölmesine neden olan bu tür bombaların sivil yerleşim yerlerinde kullanılması da savaş suçunu gündeme getirecektir.”
Cüneyt Yüksel, uluslararası toplumun soykırım suçu işleyen İsrail’e karşı Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurması gerektiğini dile getirdi.
Katliam kararlarını verenlerin cezai sorumluluktan kaçamayacağına dikkati çeken Yüksel, şunları kaydetti:
“İsrail’in ablukası ve saldırıları uluslararası barış ve güvenliği tehlikeye atmaktadır. Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında birincil yetkili organ olan BM Güvenlik Konseyi, İsrail’in hem saldırılarını durdurması hem de ablukayı kaldırması hususunda bağlayıcı bir yaptırım kararı almalıdır. BM Genel Kurulu harekete geçmelidir. BM Genel Kurulu, alacağı kararla Gazze’de barış gücü konuşlandırılması da dahil olmak üzere İsrail’in saldırılarının önüne geçebilecek kararlar alabilir. Barış gücü, Gazze’deki sivillerin katledilmesi ve bir soykırımın önüne geçebilecektir.”